Akıllı Bileklik ve Saatler Adımlarımızı Nasıl Sayıyor?
Günümüzde akıllı telefonları ve akıllı cihazları gün içinde birçok amaç için kullanıyoruz. Hayatımızda bir anda dahil olup yaşam şeklimizi bile değiştiren bu cihazlar, bünyesinde birçok özellik barındırıyor. Bunlardan biri de adımsayar özelliği. Herhangi bir akıllı telefon ya da giyilebilir akıllı cihaz; kullanan kişinin kilo, boy, cinsiyet gibi fizyolojik ayrıntıları belirtmesine ihtiyaç duyuyor. Bu kişiselleştirme cihaz tarafından oluşturulan verilerin işlenmesine yardımcı oluyor.
Günümüzde akıllı telefonları ve akıllı cihazları gün içinde birçok amaç için kullanıyoruz. Hayatımızda bir anda dahil olup yaşam şeklimizi bile değiştiren bu cihazlar, bünyesinde birçok özellik barındırıyor. Bunlardan biri de adımsayar özelliği. Herhangi bir akıllı telefon ya da giyilebilir akıllı cihaz; kullanan kişinin kilo, boy, cinsiyet gibi fizyolojik ayrıntıları belirtmesine ihtiyaç duyuyor. Bu kişiselleştirme cihaz tarafından oluşturulan verilerin işlenmesine yardımcı oluyor.
Aslında adımsayarlar çok uzun zamanlardır kullanılıyor. İlk olarak 1600’lü yıllarda haritacılar tarafından yön bulma amacıyla kullanılmaya başlayan adımsayarlar, bugün işlevini tamamen değiştirmiş durumda. Bu kadar uzun süredir yeryüzünde olan bu cihazları ise kimin icat ettiği kesin olarak bilinmiyor. Adımsayarı icat etmiş olabileceği söylentiler arasında bulunan bilim insanlarından biri de Leonardo da Vinci.
Akıllı telefonlar ve giyilebilir teknolojik cihazlar, vücudun her yöndeki hareketlerini 3 eksenli bir ivmeölçer üzerinden sürekli olarak algılarlar. Veriler cihaz çalışırken ve kullanıcı tarafından kullanılıyorken her zaman kaydediliyor; bu da kullanıcıların yürüdüğünü, hızlı koştuğunu veya hareketsiz durduğunu takip etmesini sağlıyor. Cihazlar tüm bu verileri işlemek için kaydediyor. Cihazlar da daha öncesinden kullanıcı ile ilgili bilgileri topladığı için kişiselleştirilmiş bir algoritma aracılığıyla çalışıyor. Böylece yürürken ya da koşarken kaç kalori yaktığımız ya da kaç kat çıktığımız gibi bilgilere ulaşabiliyoruz.
Hareketleri türlerine göre de sınıflandırdığı için bu ayrıntılara dayanarak cihazlar daha fazla bilgi üretiyorlar. Bu bilgilere örnek olarak da, cihazdan cihaza değişmek üzere, kullanıcının yürürken ortalama nabız hızı, kandaki oksijen seviyesi ve kullanıcının temposunu verebiliriz. Günümüzde yüksekliğinizi, tırmandığınız dağların yüksekliğini ya da gün boyunca inip çıktığınız merdivenlerin sayısını bile hesaplayabileceğiniz altimetre de çoğu akıllı saat ve bilekliğin içerisinde bulunuyor.
Akıllı saat/bileklik ve telefonların çoğunda askeri seviyede ivmeölçerler kullanılıyor. Bu ivmeölçerlere gelen veriler, kullanıcının hareket güçlerini hesaplıyor. Hesaplanan güç de sonrasında MET’e yani Metabolik Eşdeğer isimli parametreye dönüştürülüyor.
Dönüştürüen, MET adı verilen birim kişinin boy, kilo, cinsiyet gibi özelliklerine göre özelleştiriliyor. Böylece MET değeri üzerinden adım sayısının bulmak kolaylaşıyor. İvmeölçerin denklemi ise çok basit. Bir adım için gerekli MET’i ürettiğinizde, adım sayarınız sizin için 1 adım sayıyor. Toplanan veriler daha sonra adımlara ve aktiviteye ve bunlardan kalori ve uyku kalitesine dönüştürülür, ancak yol boyunca bazı tahminler yapılır.
Günümüzde kullandığımız cihazlarımız, eskiden kullanılan pedometre adı verilen adımsayardan çok daha düzgün ve stabil çalışıyor.
Akıllı bileklik ve saatlerin üzerindeki adımsayar özelliği ağırlıklı olarak fitness amacıyla kullanılmakta. Bu sebeple akıllı cihazının faaliyetlerinizi izlemenize yardımcı oluyor. Akıllı bileklik ve saatler düzenli egzersiz etkinlik hedefinize ulaşmanıza, gün içinde belirli sayıda kalori yakmanıza ve hatta belirlediğiniz ve vücudunuzun ihtiyacı kadar su içmek gibi hedeflerin belirlenmesine de yardımcı oluyor.
Kilo vermek isteyen akıllı cihaz kullanıcıları bu bilgiyi cihazlarına girdiklerinde, akıllı bileklik, saatler ve telefonlar kişiye gün içinde yakabildiklerinden daha az kalori tüketmeleri mesajını verir ve gün içinde yapılması gereken egzersiz süresini hesaplar. Kişiler, koydukları hedeflere ulaşırken de cihazın kaydettiği verilerle motive olabilirler.
Kaynak webtekno.com
iPhonelardaki Kritik Güvenlik Açıklarını Kapatacak iOS 16.6 Yayınlandı!
ABD merkezli teknoloji devi Apple, iPhone sahipleri için yeni bir işletim güncellemesi yayınladı. "iOS 16.6" kodlu bu yeni güncelleme, yeni özellik bekleyenleri hayal kırıklığına uğratacak türden. Ancak, bu güncelleme tüm iPhone sahipleri için kritik önem arz ediyor çünkü şirket, bu sürümde güvenlik açıklarını kapattı. Cihazını siber saldırılardan kurtarmak isteyenlerin iOS 16.6'ya derhal geçiş yapmaları gerekiyor.
Kripto Para Borsası Coinbase Yine Hacklendi: Çalışanların Bilgileri Ele Geçirildi
Dünyanın en büyük kripto para borsalarından birisi olan Coinbase, geçtiğimiz yıl siber saldırı sonucu 6.000 kullanıcısının hesabının boşaltıldığını açıklamıştı. Ancak Coinbase oluşan güvenlik zafiyetini kapattığını açıklayarak 6.000 kullanıcısının zararını 24 saat içinde karşılamıştı.
Twitterın NFTleri Profil Fotoğrafı Haline Getiren Özelliği Kullanıma Sunuldu
Twitter, geçtiğimiz yıl yaptığı bir açıklamada platforma eklenecek yeni bir özellikten bahsetmişti. Bu özellik, NFT satın alan kullanıcıların profilini özel bir hale getiriyor, satın alınan NFT'nin bir altıgenin içerisinde profil fotoğrafı olarak kullanılmasını sağlıyordu. Bu özellik şimdi, uygulamanın iOS sürümü için yayınlandı. Ancak yalnızca, Twitter'ın ücretli abonelik sistemi olan Twitter Blue kullanıcıları bu özellikten faydalanabilecek. Android ve web sürüm kullanıcıları içinse çalışmalar devam ediyor.
Şeffaf Tasarımlı Kablosuz Kulaklık Nothing Ear (Stick), Türkiyede Satışa Sunuldu: İşte Fiyatı
2020 yılında kurulan ve 2022’de ilk akıllı telefonunu piyasaya süren Nothing, sıra dışı tasarım anlayışıyla sektörün ilgisini üstüne çekmeyi başarmıştı. Şirket, şeffaf gövdeye sahip teknolojik cihaz tasarımını kulaklıklarına da taşımıştı.
10 Milyon iPhone Buhar Oldu: Parası Olanlar Bile iPhone 14 Pro Almak İçin Aylarca Beklemek Zorunda Kalabilir
Apple’n en büyük tedarikçilerinden birisi olan Foxconn’da karantina kararı nedeniyle üretim durmuştu. 200 bine yakın çalışana sahip olan Çengçou tesislerinde üretim devam ettirilmiş, fakat bu durum çalışma düzenine olumsuz yansımıştı. Sonucunda da protestolar patlak vermişti.