Hayatın Neredeyse Her Alanında Bulunan ‘Analog’ Aslında Ne Demek, Dijital ile Arasında Ne Farklar Var?

Aklınıza gelen tüm elektronik cihazlar birbirine sinyal yollayarak çalışırlar. Bu sinyallerin yollanma nedeni veri aktarımıdır. Veri aktarımı deyince artık hepimiz aklına kodlarla oluşturulan sayısal veriler geliyor ancak analog olarak adlandırdığımız fiziksel veriler hala bizimle. Analog veriler fiziksel formdadır ve süreklidir. Bu açıdan baktığımız zaman analog sistemin aslında gerçek hayatın bir yansıması olduğunu görürüz.

3.06.2022 16:15:13 tarihinde yayınlandı.

Aklınıza gelen tüm elektronik cihazlar birbirine sinyal yollayarak çalışırlar. Bu sinyallerin yollanma nedeni veri aktarımıdır. Veri aktarımı deyince artık hepimiz aklına kodlarla oluşturulan sayısal veriler geliyor ancak analog olarak adlandırdığımız fiziksel veriler hala bizimle. Analog veriler fiziksel formdadır ve süreklidir. Bu açıdan baktığımız zaman analog sistemin aslında gerçek hayatın bir yansıması olduğunu görürüz.

Elbette analog verilerin fiziksel formda olması demek bunları illa elle tutulur gözle görülür olması demek değildir. Önemli olan cihazların birbirine yolladıkları sinyallerin okunur olmasıdır. Her şeyin dijitale evrilmiş gibi göründüğü günümüz dünyasında bile aslında analog hala bizimle ve dijitalle işbirliği yaparak da olsa hala her yerde karşımıza çıkıyor. Gelin analog ne demek, dijital ile aralarında ne gibi farklar var yakından bakalım.

Pek çok farklı tanım yapmak mümkün olsa da en temel haliyle analog, bir veri paylaşım sistemidir. Bu sistem dahilinde paylaşılan verilen fizikseldir ve bir sinyal olarak iletilirler. Mutlaka elle tutulur gözle görülür olmasına gerek yok. Cihazın içinde ya da başka bir cihazla paylaştığı sinyal ile iletilen verinin fiziksel formda olduğu sistem analogdur.

Analog sistemde sinyaller üzerinden paylaşılan fiziksel veriler süreklidir. Dijital paylaşım ise sınırlıdır. Bu açıdan baktığımız zaman analog sistemin gerçek hayatın bir yansıması olduğunu söylemek mümkün. Analog bir saati düşünürsek akrep, yelkovan ve saat ibresinin sürekli döndüğünü görürüz. Dijital saat ise görevlendirildiği gibi yalnızca belirli rakamları sırayla gösterir. 

Analog cihazların nasıl çalıştığını benzer iki cihaz olan CD çalar ve plak çalar üzerinden görelim. CD çalar analog bir sistem gibi görünse bile aslında CD üzerindeki ikili verileri okur yani dijital bir sinyal aktarımı yapar. Plak çaların ise her halinden analog olduğu bellidir çünkü iğne, plak üzerinde bulunan kabartmaları okuyarak sese dönüştürür. 

Plak çalar örneğinden de anlaşıldığı üzere analog sistem aslında bugün alışık olduğumuz sinyaller üzerinden yapılan veri paylaşım sisteminin fiziksel halidir. Analog sistemi yalnızca cihaz olarak düşünmemek lazım. İnsan tarafından yapılan işlemler de analog olarak kabul edilir. Örneğin bir dilekçeyi elle doldurup o kağıdı görevliye teslim etmek de analog bir sistemdir.

Bugün herkesin bildiği ve hala bazılarını kullanmakta olduğu en bilinen analog cihaz örneklerinden bazıları bu şekilde. Eğer bu listedeki cihazlar arasından en azından birini gördüyseniz ve kullandıysanız analog çalışma sisteminin ne olduğunu az çok biliyorsunuz demektir.

Tüm analog cihazlar sinyaller üzerinden paylaştıkları verileri analog şekilde aktarır ve okurlar. Sonuç olarak bildiğimiz tüm cihazlardakine benzer bir sinyal aktarımı yaparlar ancak elbette dijital kadar akıcı bir paylaşım olmadığı için analog cihazların sorun çıkarma potansiyeli oldukça yüksektir. Yine de bazen dijital sistemlerden çok daha sağlam çalıştıklarını kabul etmek gerekiyor.

Analog ve dijital sistemler arasında göze çarpan en temel fark, verilerin kaydedilme ve iletilme şeklidir. Analog sistemde veriler oldukları gibi kaydedilir ve aynı şekilde iletilir. Ancak dijital sistemdeki kayıtlar ikili formattadır. Dijital sistemin ikili kayıt şekli nedeniyle bu veriler üzerinde işlem yapmak çok daha kolaydır.

Hepimizin bildiği gibi dijital sistemde aktarım yapmak son derece kolaydır. Ancak analog sistemde bu aktarım çok ama çok sınırlı durumdadır. Bu durum sistemlerin doğası gereği normaldir. Birinin kaydetme sisteminin fiziksel, diğerinin ise sayısal olduğunu unutmamak gerekiyor.


Kaynak webtekno.com

 

Dünya’nın İkizi Olan Venüs’ü Keşfedecek “Uzay Balonu” Test Edildi: E’ Bu Bildiğin Alüminyum Folyo(!)

Gezegenimizin “ikizi” olarak tanımlanan Venüs, güneş sistemimizde Dünya’ya en çok benzeyen gezegen olarak biliniyor. Yıllar içinde yapılan çalışmalarda Venüs’ün kütlesi ve yer çekimi gibi pek çok özelliğinin gezegenimizle neredeyse aynı olduğu ortaya çıkmıştı. Ancak gezegenin yüzeyinde tespit edilen sıcak hava ve zehirli gazlar gezegenin yaşanabilir olup olmadığı konusunda bir karara varılmasını engelliyordu.

Call of Duty Serisinin Gelmiş Geçmiş Tüm Oyunları, Serileri ve Hikayeleri

Call of Duty serisi, oyun sektörünün en büyük serilerinden birisi olarak biliniyor. Bugün askeri FPS türünün en büyük öncülerinden birisi olarak kabul edilen seri, özellikle oyunculara başarılı hikayeler sunuyor. Bunun yanında çok oyunculu modları sayesinde kendine has, büyük bir hayran kitlesini elinde tutmayı başarıyor.

Bugüne Kadarki En Yaşlı Galaksi Keşfedildi: İşte Neredeyse Büyük Patlamayla Yaşıt Olan Galaksinin Fotoğrafı

İlk planlanan fırlatış tarihinden 14 yıl gecikmeyle geçtiğimiz 25 Aralık’ta fırlatılan James Webb Uzay Teleskobu, geçtiğimiz günlerde tüm dünyayı mest etmeyi başardı. Çektiği ilk renkli fotoğrafları gösteren James Webb, henüz hizmetine yeni başlamışken evrenin ilk ışığını bulma gayesiyle ilk büyük keşfini de yaptı.