Unutulmuş Diyarları Hatırlama Zamanı: Baldurs Gate Serisinin 3. Oyuna Kadar Olan Hikayesi

Dungeons & Dragons markası son yıllarda büyük bir geri dönüşe imza atıyor. "Fantastik Rol Yapma Oyunu (FRP)" denildiğinde akla ilk gelen isimlerden olan D&D, önce bir sinema filmiyle, sonra da yeni bir AAA oyunla önemli bir rönesans yaşıyor. Bu esnada da geçmişte yarattığı güçlü hikayeleri günümüze taşıyor. Bunlardan biri de Baldur's Gate markası elbette. 

6.08.2023 14:15:06 tarihinde yayınlandı.

Dungeons & Dragons markası son yıllarda büyük bir geri dönüşe imza atıyor. "Fantastik Rol Yapma Oyunu (FRP)" denildiğinde akla ilk gelen isimlerden olan D&D, önce bir sinema filmiyle, sonra da yeni bir AAA oyunla önemli bir rönesans yaşıyor. Bu esnada da geçmişte yarattığı güçlü hikayeleri günümüze taşıyor. Bunlardan biri de Baldur's Gate markası elbette. 

Yukarıda gördüğünüz harita, Faerun adlı fantastik gezegenin bir haritası. Bu haritada kırmızı yuvarlakla işaretlenmiş olan yerde de Baldur's Gate adı verilen yerleşim bulunuyor. Yani burada bir kapıdan değil, bir yerleşim biriminden söz ediyoruz. Tema Ortaçağ olduğu için bir şehir, etrafında bir iki kale, üç beş köy şeklinde bir yerleşim söz konusu. Bu yerleşimlerden biri olan Candlekeep, bir nevi akademik yerleşim görevi görüyor. Hikayemiz de orada başlıyor gibi gözüküyor, ama sadece gözüküyor. 

Ben bilmiyorum da… Fantastik evrenlerin en klişe, en basit karakter geçmişi hikayesi "Çocukken anam babam öldü, kardeş hala dede falan da yok, beni eğitime aldılar hop level 1 karakter olarak geldim." şeklindedir. Baldur's Gate de benzer bir şekilde başlıyor ama en azından bu defa kız kardeşimiz var. Candlekeep'te bir büyücünün yanında kız kardeşimizle birlikte kalıyoruz. Bir büyücü diyip geçmeyelim, kendisinin bir adı var, Gorion. Önce Candlekeep'e olan baskından kurtuluyoruz, sonra da kendimizi yollara vuruyoruz. Gorion, bizi kara zırhlar içindeki bir düşmandan kurtarmak için kendisini feda ediyor, şu hayatta kızkardeşimizle başbaşa kalıyoruz. Amacımız hem kendimizi kurtarmak, hem de Gorion'a ne olduğunu bulmak. 

İşte ortalığın karışmaya başladığı nokta da tam olarak burası. Zira bizim maceraya atılmamızdan çok daha evvel başlamış dahil olacağımız hikaye. Forgotten Realms (Unutulmuş Diyarlar)'ın kendi hikayeleri arasında yer alan Time of Troubles'tan başlayan bir yolculuğa biz aslında 20 yıl kadar sonradan dahil oluyoruz. 

Şimdi bu Forgottten Realms dediğimiz yerde tanrıdır, tanrıçadır, yarı tanrıdır bunlardan toplamda birkaç yüz tane var. Bunların işi gücü de "Aman ben daha güçlü olayım, ben daha da fazla hükmedeyim." falan gibi şeyler. O yüzden de baştanrı olan Ao'nun elindeki Kader Tabletleri olarak adlandırılan tabletleri çalmaya çalışıyorlar. Ao ise yapı olarak pek Zeus falan gibi bir baştanrı değil, daha çok Semavi dinlerdeki tanrı figürüne benziyor ve ilahi adalet uyguluyor. Helm adında cennetin kapılarında bekleyen gözcü tanrı hariç tüm tanrıların güçlerini ellerinden alıyor ve onları, Faerün'de insan suretinde gezmeye zorluyor. Bu süreçte büyü sapıtıyor, tanrıçalar ve tanrılar ölümlü hale geliyor, ki bazıları da ölüyor. 

İşte bu ölecek olanlardan biri de, bir kehanetle kaderi kendisine bildirilmiş olan Bhaal. Kendisi cinayet tanrısı olarak ölmeye çok mesafeli bir kişi olduğu için, kafasında bir plan yapıyor. Ölmeden önce yapabildiği kadar çok çocuk yapıp, çocukları büyüdüğünde yeniden hayata dönmeyi planlıyor. İnanır mısınız biz de meğerse o çocuklardan biriymişiz, Candlekeep'i basan da, bizi öldürmeye çalışırken Gorion'u katleden de Sarevok adlı üvey kardeşimizmiş. Kendisini, oyundaki seçimlerimizden bağımsız olarak öldürmek zorunda kalıyoruz ve ilk oyun da bu noktada sona ermiş oluyor. 

Bu oyuna bir hapishanede başlıyoruz. Öğreniyoruz ki ilk oyundan sonra Jon İrenicus diye bir büyücü bizi hapsetmiş ama bacımız Imoen gelip bizi kurtarıyor. Tam envai çeşit yaratıkla başa çıkıp dışarı çıkıyoruz, bir de ne görelim? Şehrin büyülü koruyucuları (bunlara Cowled Wizards deniyor) hem bacımızı hem Irenicus'u yakalamış, Spellhold adında bir hapishaneye gönderecekler. Biz de Athkatla adı verilen bu şehirde kardeşimizi kurtarmanın yollarını arıyoruz. Özetle çokça rüşvet gerektiği için çokça altın topladığımız bir dizi maceranın ardından Spellhold'a gidiyoruz. 

Spellhold'a vardığımızda kontrolün Irenicus'a geçtiğini görüyoruz. Kendisi hem bizim hem de sonradan onun da Bhaal'ın kanını taşıdığını öğrendiğimiz Imoen'in ruhlarını büyüyle çalıyor. Imoen'in ruhunu da Bodhi adındaki vampire veriyor, zira o da Irenicus'un kız kardeşi. Slayer adı verilen bir canavar formuna dönüşebilmemizin ve de muhtemelen Drizzt Do'Urden adlı ikonik karakterin sayesinde Bodhi'yi bir araba dövüyoruz. 


Kaynak webtekno.com

 

Sony Xperia 1 Mark IV Tanıtıldı: Gerçek Optik Zoom Sunan İlk Akıllı Telefon!

Akıllı telefon dünyasında ismini eskisi kadar sık duymadığımız Sony, her yıl özellikle kamera konusunda çığır açan yeni amiral gemisi telefonunu piyasaya sürmeye devam ediyor. Şirket, bugün de bu yılın amiral gemisi Xperia 1 Mark IV’yi tanıttı. Özellikle video çekimi yapanlara odaklanan telefon, akıllı telefonlara da bir ilki getirdi.

Facebook, Yapay Zeka Algoritmalarının Kapsayıcılığını Test Edecek Bir Veri Seti Yayınladı

Yapay zekaların kullanımı, artık günlük hayatımızın neredeyse her anına eşlik eder durumda. Kullandığımız telefonları, evlerimizi, baktığımız bütün ekranları giderek daha akıllı hale getiren yapay zeka, etki alanının hızla artmasını her geçen gün gelişen yetkinliklerine borçlu. Yapay zeka algoritmaları geliştiren araştırmacıların en önemli sorunlarından biri ise özellikle ses ve görüntü tanıma noktasında farklı koşullarda ve farklı insanlarda eşit derecede başarılı sonuçlar elde edebilme durumu.